Halk arasında Lokman Hekim diye ün salan meşhur bilgin ve filozof İbn-i Sina (ebu Al’i Hüseyin 980-1037) aslen belh şehrinin yerleşmiş bir Türk ailesine mensuptur
Samani Devletinin başkenti olan Buhara yakınlarındaki Afşan kasabasında doğdu. On yaşında Kur’anı ezberledi, 18 yaşına kadar devrinin bütün bilimlerini koyup en yüksek dereceyi buldu. en çok tıp dalına merak etti, tıpla uğraştı.
Yüzden fazla eseri olup Doğu ve Batı Dillerinin hepsine tercüme edilmiştir. Eserlerin pek çoğu; tıp, fizik ve astronomiye aittir. İbn-i Sina, tahsil hayatının ilk çağlarında (Riyaziye) denilen Matematik derslerini pek kavrayamamıştı. Bir türlü aklı ermiyordu.
Bir gün kırda gezerken bir kuyu gördü. Kuyunun ağzında mermerden oyulmuş, çember şeklinde bir bilezçik vardı, kuyuağzının büyüklüğüne göre yapılmış ve konulmuş olan bu taşa dikkatle baktı, mermer bileziğin iç tarafları, kova ipinin sürtüşmesiyle sanki oluk oluk oyulmuş ve kesilmiş gibiydi.
Kovanın bağlı bulunduğu urgan, kuyu dibine her iniş ve çıkışta bu mermere sürte sürte onu aşındırmış ve nerede ise kesecek kadar derin oluklar vücuda getirmişti… büyük bilgin daha çocuk yaşta idi fakat bu olay ona çok tesir etmişti.
Derin derin düşündü ve şöyle dedi:
Urgan gibi yumuşak bir cisim nasıl oluyor da mermer gibi ser ve çetin bir taşı böyle kesiyordu? Demek ki herhangi bir işte azmetmek, çaba harcamak, sabır, sebat ve direniş göstermek başarının temeliydi.
Urgan mermeri nasıl kesmiş ise, benim aklım da matematik lderslerini aynı şekilde ve zaman harcayarak kesebilir.
O günden sonra matematik derslerine büyük bir sebat ve dikkatle sarıldı ve sonunda muvaffak olup eserler yazdı.
Dilimizdeki “AKLIN KESİYOR MU?” deyiminin kökeninin bu olaydan geldiği söylenmektedir.